14 Eylül 2008 Pazar

Sevdakâr ÇELİK’in çizgisiyle Fakir BAYKURT


***şiirleriyle selamlıyoruz Fakir Baykurt ustamızı...

  Yoruldum 
Yoruldum, çok yoruldum
Biraz değil çok yoruldum Ankara’da
On katlı yirmi katlı beton yapılara
Sabah akşam asansörle inip çıkmaktan
.
Yoruldum, çok yoruldum
Biraz değil çok yoruldum Mamak’ta
Tutukevinde demir parmaklıklar ardında
Yaz kış ranzalarda yatmaktan
.
Yoruldum, çok yoruldum
Biraz değil çok yoruldum o şehirde
Çokları çok aldı yaşamda benden
Kimine emeğimi, kimine zamanımı vermekten
.
Yoruldum, çok yoruldum
Biraz değil çok yoruldum Almanya’da
Asfalt caddelerde yürümekten
Altı şeritli otoyollarda gidip gelmekten
.
Yoruldum, çok yoruldum
Biraz değil çok yoruldum Duisburg’ta
Pasaport, vize, oturma izni, işlemler her yıl
Yoruldum yurda uzaklardan bakmaktan
.
Ama yorulmadım hiçbir zaman
O yoksul sevgili gibi dağ başlarında
Karda kalmış, darda kalmış yolcular için
Yazmaktan ....... ( 1988)
Fakir Baykurt
“Bir Uzun Yol”

*
  Kurban 
Işıtan bir yazar Sabahattin Ali, pırıl pırıl
Körlerin gözü, dilsizlerin dili
Parmakları halkın nabzında sürekli
Fişlediler, yılları zindanlarda geçti
Toplattılar kitaplarını, kapattılar gazetesini
Kıvılcımlı yıldızlardır öyküleri
Masalları yoksul çocuklara bilinç taşır
Öldürdüler onu, daha çok ezmek için halkı” (1949) (*)

......................... Fakir Baykurt
(*)-Bu şiiri yazdığında 20 yaşındadır Fakir Baykurt
*

*
  Nâzım’ın Mezarı
Moskova’nın ünlüler mezarlığında
Yatıyor bizim Nâzım Hikmet
Yirminci yüzyılın çileli şairi
Başucunda bir çınar ağacı
Üstünde kocaman bir kaya
Güvercin mavisi granit
Bir anıt deyin siz ona
Kayanın yüzünde yürüyor şair. .......
(1983)
.................... Fakir Baykurt

Hiç yorum yok: