3 Kasım 2009 Salı

Gıymatlı Emmoğlu,

Sabahın köründe helkeleri yüklenip, eve su taşımaya çıkıvedim biliyon mu?
Bi de ne göreyim, Hatça kız da yollara düşmüş, okuluna gideyo.!. Beni görünce gülü gülüvedi. Çocuk de’elim, ne dimek istediğini os’saat anlayıvidim.Yani dimek isteyodu ki, “Emmin oğluna mektup yazmak istemeyon mu.?”
Biliyon mu, Hatça kızı yanıma çağırıvedim, yanaklarını mıncıklayıp, sevi sevivedim biliyon mu?
Déyivedim ki, “Okul dönüşü bize gelive!” didim. “Emmoğlu’na mektup yazalım.” didim. “Unutma emi.!” didim.
“Olur, unutmam.!” didi... Sonra da goştura goştura okuluna gidivedi.
*
Şinci ben söyleyom, Hatça kız da mektubumu yazı yazıveriyo biliyon mu?
*
gözüm öyle yollarda kaldıydı, mektubun gelene dek...
meğer ne zor şeymiş beklemek.
az bi gecikince hemencik merak ediyom seni biliyon mu?
sadece o değil ki...
Acep diyom, benim gıymatlı Emmoğlum ne yer ne içer? Kış kıyamet kapıda, acep odunu kömürü var mı, hasta mı diye de hep düşünüyom, biliyon mu?
havalar da éyice soğuyuverdi. Biliyon mu, sana yün çorap başladım; kar yağmadan bitireceğim Allah'ın izniyle.
“her hastalık ayaktan gelirmiş.” Ninem öyle diyo.!
“ayağını sıcak başını serin tutacaksın.” derdi Irahmetli Dedem de... bi duymuştum öyle...
beni soracak olursan iyiyim işte... bildiğin gibi gari.
bizim köyün işleri heç bitmez, biliyon zati...
şimdi havalar soğudu da az biraz azaldıydı işler....
ne iyi ettin de gittin sen...
bizim buraların işi daha zor.
Biliyon mu, sen gidince yemekten içmekten kesilivedim. Gözüme günlerce bi gıdımlık uyku düşmedi, biliyon mu?. Haklısın, nerden bilcen. Emme gel bi de benim şo yüreciğime soruve.!. üzüldüm üzülmesine de, bi işin oldu oralarda.
annem derdi;
senin bu emmin oğlu şanslıdır, hemen iş bulur...
aklıma artık bi şey gelmeyo.!.
selam eder hasretle kucaklarım seni.
*
Mektup yazdım, kış idi.
Kemerim gümüş idi.
Daha çok yazacaktım,
Parmaklarım üşüdü.
*
Yaylanın çimeninde
Otlar çifte geyikler.
Bu bizim işimize,
Ne diyecek büyükler?
o1.11.2009_15:56

Hiç yorum yok: