NasrettinHocaAramızda- 
BAŞ AĞRISI
Birisi Hoca'ya, «Başım ağrıyor, ne yapsam?» diye sormuş.
Adamın ciddiyetinden kuşkusu olan Hoca'nın öğüdü şu olmuş :
«Vallahi geçenlerde benim de dişim ağrıdı, çektir dediler çektirdim.»
SARIK...
Bir sabah Hocamız sarığını saracak... İşe koyulup, başlar sarmaya; ama bir türlü ucunu arkaya rastlatamaz. Birkaç kez daha dener...boşuna... olacak gibi değil. Çaresiz kalır işin sonunda.
Birisi Hoca'ya, «Başım ağrıyor, ne yapsam?» diye sormuş.
Adamın ciddiyetinden kuşkusu olan Hoca'nın öğüdü şu olmuş :
«Vallahi geçenlerde benim de dişim ağrıdı, çektir dediler çektirdim.»
SARIK...
Bir sabah Hocamız sarığını saracak... İşe koyulup, başlar sarmaya; ama bir türlü ucunu arkaya rastlatamaz. Birkaç kez daha dener...boşuna... olacak gibi değil. Çaresiz kalır işin sonunda.
«Bu sarıktan bana hayır yok, bari götürüp satayım.» diye düşünür ve pazara çıkarır onu.
Saf bir adam alıcı olur Hoca'nm sarığına.
Saf bir adam alıcı olur Hoca'nm sarığına.
Hoca o kadar kızgındır ki sarığa, adamın yanma yaklaşıp kulağına şunları fısıldar :
«Birader sakın bunu alma... Çünkü ucu arkaya dolanmaz bir sarıktır bu...»
«Birader sakın bunu alma... Çünkü ucu arkaya dolanmaz bir sarıktır bu...»
GENÇLİĞİNİ DE BİLİRİM...
Bir gün Hoca, ata binmek ister. Hayvan yüksek olduğu için binemez.
Bir gün Hoca, ata binmek ister. Hayvan yüksek olduğu için binemez.
«-Ahhh, gitti gençlik.!» diye yüksek sesle yakınır. Sonra da etrafına bakınarak kimsenin olmadığına emin olunca şunları der kendi kendine :
«-Ben senin gençliğinde de ne olduğunu iyi bilirim.»
ESKİ ÇARIK...
Hoca bir gün çift sürerken, tarlada koca bir diken batar ayağına... Öyle bir diken ki çarığı delip ayak tabanına kadar girer. Dikeni çıkarır bin bir güçlükle Hoca. Ardından da şöyle konuşur :
«İyi ki geçen yıl aldığım yeni çarıkları giymemişim.»
«-Ben senin gençliğinde de ne olduğunu iyi bilirim.»
ESKİ ÇARIK...
Hoca bir gün çift sürerken, tarlada koca bir diken batar ayağına... Öyle bir diken ki çarığı delip ayak tabanına kadar girer. Dikeni çıkarır bin bir güçlükle Hoca. Ardından da şöyle konuşur :
«İyi ki geçen yıl aldığım yeni çarıkları giymemişim.»
*
DÜNYANIN TUHAFLIĞI
Meraklının biri Hoca'ya bir gün şöyle bir soru sorar:
«Şu dünya ne kadar tuhaf... Sabah oldu mu insanların her biri bir yana gidiyor. Kimi şu yana, kimi bu yana! Neden ola?»
Hoca düşünür...düşünür... ve sonunda şu yanıtı verir :
«Neden olacak? Hepsi bir yana gitse dünyanın dengesi bozulur da ondan.»
SADE BAL
Dostlarından biri Hoca'yı evine davet etmiş. Bir süre oturulduktan sonra balla kaymak koymuş Hoca’nın önüne.
DÜNYANIN TUHAFLIĞI
Meraklının biri Hoca'ya bir gün şöyle bir soru sorar:
«Şu dünya ne kadar tuhaf... Sabah oldu mu insanların her biri bir yana gidiyor. Kimi şu yana, kimi bu yana! Neden ola?»
Hoca düşünür...düşünür... ve sonunda şu yanıtı verir :
«Neden olacak? Hepsi bir yana gitse dünyanın dengesi bozulur da ondan.»
SADE BAL
Dostlarından biri Hoca'yı evine davet etmiş. Bir süre oturulduktan sonra balla kaymak koymuş Hoca’nın önüne.
Balı, kaymağı ekmekle yiyen Hoca daha sonra da durmadan bal kâsesini parmağıyla sıyırmaya başlamış.
Adam; «Hocam,» demiş; «aman dikkat et, sade bal insanın içini yakar.»
Hoca bu, böyle bir sözün altında kalacak değil ya.!. Yapıştırmış cevabı:
“Vallahi azizim, şu anda kimin içinin yandığını Allah bilir.”
Hoca bu, böyle bir sözün altında kalacak değil ya.!. Yapıştırmış cevabı:
“Vallahi azizim, şu anda kimin içinin yandığını Allah bilir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder