7 Eylül 2010 Salı

* has yürekli karikatürcü Zeki BEYNER ve "BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER" *

 
Sevgili Dostlar,

2oo2 Eylül’ünün o8’inde yitirdiğimiz Karikatürcü Zeki BEYNER’in -aramızdan ayrılışının- yıldönümü...
Onu saygıyla ve ruhuna iyilikler dileyerek analım.
* * *
Ülkemizde karikatürle ilgilenenler, Zeki BEYNER’e ilişkin bilgilere sahiptir bugün..
Ustamıza ilişkin gözlemler, yorumlar, değerlendirmeler,anılar sonuçta bir Zeki BEYNER portresi çıkarmaktadır karşımıza.
Yakınında bulunanlardan dinlediklerim, hakkında yazılanlardan edindiğim bilgiler, karikatürlerinden elde ettiğim yorumlar ve bulgular toplamı, YUNUS’un bir beytine dönüşür bende. Benim iç dünyamdaki BEYNER’i bu kadar doğru ve kestirmeden anlatacak en uygun sözdür YUNUS’un dizeleri:
“BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER,
ÜÇ GÜNDEN SONRA DUYALAR.”

* * *
1976 yılında böylesi bir sözü söyleme noktasında değildim henüz. KEŞKÜL-Ü FUKARA adlı karikatür albümünü daha edinmemiştim örneğin.
Bu albüm ki, sevgili ustamızı anlatmaya yeten bir yapıttır. Salt çizimleriyle değil, o albümün sayfaları arasına serpiştirilen hayat hikâyesi de, Ustayı tanımaya yardım eden “özgün” bir durumdur. Özgündür, çünkü karikatür albümlerinde kolayından rastlanmaz bu tür bir şeye.
..... 1976’nın 23 Nisan’ında Ankara’da bir sokak kitapçısında görüyorum bu albümü. Kitapların “yerlere düşmesi”(!)nin, içimi fazlasıyla acıttığı yıllar...
Onca kitabın arasında, biraz yıpranmış / hırpalanmış kapağıyla ve 2. bir nüshası olmayan bir kitaba uzanıyorum. Bu kitap KEŞKÜL-Ü FUKARA’dır.
Kitaba göz atınca, içim daha fazla sızlıyor... Kısa cümlelerle anlattığı yaşam öyküsünü okuyunca Zeki BEYNER’in, yaşadığım duygu alaborası bugün hâlâ o noktada... Keskin ve iç burkan bir acı. Acılarıyla içimizi kavuran dostlarımıza karşı hissettiğimiz hüznün aynısı. Dostlarımıza karşı duyduğumuz sevginin aynısı.
O gün o kitabın bana anlattıkları, olsa olsa bir “kurgu” olabilirdi ancak... Hayır değildi.
Zaman içinde Ustamıza ilişkin edindiğimiz bilgiler çoğalınca ciğerimiz dağlandı. KEŞKÜL-Ü FUKARA’ya her uzanışımızda, elimiz onun acısıyla yandı.
...BEYNER ustayı o gün; “BİR GARİP DOĞMUŞ DİYELER” dizesi de anlatabilirdi; tıpkı bugün, BİR GARİP ÖLMÜŞ DİYELER”le anlatmaya çalıştığımız gibi...
*
Zeki BEYNER ustanın KEŞKÜL-Ü FUKARA’sıyla tanış biliş olmayanları hesaba katarak, kitaptaki yaşam öyküsünü siz dostların da okumasını arzuladık. (Birkaç örnek sayfa eklemeyi de ihmal etmedik ...) Onu, hak ettiği sevgi ve saygıyla hatırlamak için... Geçlerimize, hepimize örnek olması gerektiğini bir kez daha düşünmek için...
.................. Sevdakâr ÇELiK
*

Hiç yorum yok: