17 Kasım 2007 Cumartesi


Cemal Nadir’li ANEKDOTLAR
AYIN KIRK BİRİ
Bursa'da özel bir okulda Cemal Nadir öğretmenlik yapıyordu. Uzun zamandan beri aylığını alamamıştı. Okul müdiresi Zehra Hanım sordu:
"-Cemal Bey, bugün ayın kaçı?"
"-Tam kırk biri hoca hanım!.
"-Ayın kırk biri olur mu canım.!"
"-Vallahi kırk bir günden beri maaş aldığımız yok da..."
Bu nükteli cevapta gizlenen azarlamayı sezen Müdüre Hanım, o gün Cemal Nadir'in aylığını ödedi. ...
BURSA’YA BAKMAK...
Rıza Ruşen YüCER'le birlikte bir gün Bursa'nın tepesinden doğup büyüdükleri kenti seyredip romantik şiirler okurlarken, Cemal Nadir ansızın şunları söyler:
"-Dostum, şairliği bir yana bırakırsan; Bursa, sanki Uludağ’dan dökülmüş bir çöp tenekesi gibi görünüyor.
...
DERGİ ANKETİ
Yücel Dergisinin 1936' da yaptığı bir ankette, ünlülere; "-En çok sevdiğiniz ve tekrar tekrar okuduğunuz kitap hangisidir?" sorusuna Cemal NADİR; "Matbuat Kanunu’dur." yanıtını verir.
Cemal Nadir ve İLKLER
* Günlük "gazete karikatürcülüğü"nü deneyen ve yerleştiren İLK karikatüristimiz Cemal Nadir'dir.
* * * * Cemal NADİR, İstanbul'da bir sokağa adı verilen İLK karikatüristimizdir.
*** * Yurt dışında (ABD) sergi açan İLK karikatüristimiz olarak Cemal NADİR'i görmekteyiz.
*** * İLK yazısız karikatür örneklerinde de Cemal NADİR imzası dikkat çekmektedir..
. . . ........... ............... ... oOo

CEMAL NADİR’İN GÖZLEM GÜCÜ
Cemal Nadir, geniş kitlelerce sevilmiş, anlaşılmış tutulmuş bir sanatçıdır. Bunun nedeni, halktan aldığını halka vermesidir. "Halktan almak" ise geniş bir gözlem gücünü gerektirir.
Öğrencilerinden karikatürcü Selma EMİROĞLU bu konuda şunları anlatır:
. . .
"-Hemen hergün kendisine seslendiği halkı, bu kadar yakından nasıl tanırdı.? Bu gerçekten incelenmeye değer. Oysa "Üstat" bunu adeta nefes alır gibi büyük bir kolaylıkla yapardı.
Sözgelimi Galata Köprüsü'nü ele alalım.
Orası günün her saatinde çeşit çeşit insanın gelip geçtiği önemli bir kavşaktır. Köprünün kenarlarına abanıp hayran ve şaşkın; denizi, motorları ve bütün harikalarıyla İstanbul'u seyreden en ilginç tipleri orada bulabilirsiniz.
Hocamla birkaç kez halkın arasına sokulmuş, aşağısını daha doğrusu çevremizdeki tipleri seyretmişizdir. Ertesi günü o kalabalık içinde birlikte gördüğümüz tiplerden biriyle gazetede karşılaşınca hiç şaşmazdım.

Sonra evden çıkıp gazete ye kadar gitmek bile yeterliydi. (...) Üstadın tatlı, alaycı ve sevecen gözleri bu doğal ve zengin sahneleri belleğine adeta kazırdı.
Cebinde taşıdığı ve "Kafa defterim" diye adlandırdığı küçük deftere aklına geliveren bir düşünceyi, bir nükteyi hemen kaydederdi. Sevimli çehresiyle hergün karşımıza çıkan Amcabey ve bütün öbürleri kâğıtlara, mürekkeplere serilmeden önce bu minik "Kafa Defterinin" süzgecinden geçerdi.
Pek çok kez hocamla sokağa çıktım. Her sefer benim için önemli bir anlama ve öğrenme dönemi olmuştur.
Ara sıra ikinci mevki tramvayla yolculuk etmekten de geri kalmazdı.
Çünkü bu arabalarda insanlar daha açık, içten, yani olduğu gibidir."
* * *
İşte bütün bu gözlemlerden, yerli karikatür tipleri çıktı ortaya. Yalnız insanlarıyla değil, meslekleriyle, ayrıntılarıyla (Sözgelimi evler, sokaklar, eşyalar...), gülmece öğesiyle, kısacası tam anlamıyla "Bizden"di yaptıkları.
izleyici, kendisiyle bu karikatürler arasındaki özdeşlik dolayısıyla baştacı ediyordu Cemal Nadir'i.

................. Zeynep ORAL
(Milliyet Sanat Dergisi, Sayı: 221 )

Hiç yorum yok: