17 Şubat 2010 Çarşamba

AKILLI GARSON
Müşteri garsona çıkışıyordu:
-Çok ayıp, bira bardağımı tam olarak doldurmamışsınız.!..
-Nasıl olur?. Müessesemizde bu tür hatalar olmaz. Üstünden birazcık içmiş olmayasınız?!
-Ben daha bunamadım. Bu ifadeniz bana hakarettir. Ne yaptığımı biliyorum, biradan bir yudum bile içmedim.
Nezaketin işe yaramayacağını anlayan garson, alaycı bir gülümsemeyle bardağı işaret edip sordu:
-İyi de beyfendi, peki biranın üzerinde yüzen sineğe ne oldu?

AĞZINI KAPAT
İlyas gazeteye göz gezdirdikten sonra Temel`e seslenir:
-Biliyor musun Temel, her nefes alışımda dünyada bir kişi ölüyormuş...
Temel üzüntüyle, şu karşılığı verir:
-Sen de ağzını kapat be uşağum....

KÖKLÜ SÜLALE
Temel palavra atıyordu:
-Bileyu musun uşağum, bizim sülale Yusuf peygambere kadar dayanayi da!..
Bu söz üzerine Dursun, itirazda gecikmez::
-Amma da attun ha!. Nerdeyse sülalenin Nuh'un cemisine bindigunu da söyleyeceksun
Temel, aynı telden çalmaya devam eder:
-Yok canııım, o kadar da demeduk uşağum, ha bizum kendi takamuz varmis da.!

ŞOFÖRSÜZ CİDEYİ
Temel'le Cemal yıllar önce Almanya’nın Berlin şehrine gitmişlerdi.
İlk gün, iki katlı bir otobüse binip, gidecekleri yere ulaşmak istediler.
Bindikleri otobüsün üst katına çıkan Temel’in çıkmasıyla inmesi bir oldu:
-Ula Cemal, dedi telaşla... Ula uşağum, yukarıdaki otobüsün şoförü yok, bileyu musun?! Kendi kendine cideyi otobüs da !...

Hiç yorum yok: