23 Aralık 2008 Salı

görkem ercan +
HAYAT
Hayat, gün ışığı içeriye girerken asılmaktı balkon demirlerine,
Sonrasında izlemekti soğukta ellerini ovalayan minik çocuğu.
Otobüs durağında sorgulamaktı kendini.
Belki de düşen her yaprak için ağlamaktı ağaç altında saatlerce.

Hayat, yaşayamadıklarına duyduğun çılgın özlemdi kimi zaman,
Mendilinde bıraktığın hatıralar birikimiyle yetinmekti günlerce.
Hazan mevsiminde doldurmaktı kadehini.
Sarhoş olmadan açılacak gücü bulamamaktı değer verdiklerine.

Hayat, hissettiklerini özenle derleyip götürmekti aşk arenasına,
Geçmişle dalga geçip gelecekle barışarak tırmanmaktı zirveye.
Bakır kapta kaşıklayarak yemekti bulguru.
İçini acıtan her neyse özür dilemekti yüreğine hükmeden sevgiye.

Hayat, gözlerinden yakalamaktı sokakta bir türlü karşılaşamadığını,
Manavdan eve dönerken düşünmekti ocaktaki çelik tencereyi.
Beton üzerine gazete sererek oturmaktı,
Rüzgâra yüz vermeyip dinlemek isterken ruhuna dokunan ezgiyi.

Hayat, dedenden kalan bahçede oturup yemekti cevizli ekmeği,
Hareket eden ufak kırıntılar için övünmekti işçi karıncalarla.
Olabilmeyi isterken onlar gibi inatla,
Türkü söyleyerek eşelemekti toprağı, ne bulacağından habersiz.

.......................................Görkem ERCAN

Hiç yorum yok: