her karikatürün bir öyküsü vardır:
SEVDAKÂR ÇELİK... * Sevgili Dostlar,
http://mizahvesiir.blogspot.com/ için , “Gerçek Zamanlı İzleyici Trafiği”ne (Feedjit) göz attığımızda, “Her karikatürün bir öyküsü vardır” üst başlığıyla kayda giren metinlerin fazlasıyla ilgi gördüğünü saptayabilmekteyiz.
Gerçekten de / bir sanat ürününden daha çok, o yapıtın ortaya çıkış hikâyesi daha ilgi çekici gelmektedir kişioğluna. Bir tür merak...lakin, çok da yabana atılmayacak olumlu bir meraktır bu. Motive edicidir. Sanata gönül verenlere cesaret ve ilham verebilir. Çünkü aslında, sanat ürünleri “yaldızlı”dır. Onu üreten ise; “erişilmez, olağanüstü güç ve yeteneğe sahip bireyler” gibi algılanabilir. Ne zaman ki, sanatçıya ve eserlerine dokunabilinirse; kendini daha cesaretli hissedecektir sanat heveslileri. Bu da iyi bir şeydir kuşkusuz... ve kuşkusuz, karikatürlerin öykülerini öğrenmek de –işte bu bağlamda- iyi bir şeydir.
Denebilir ki / BİR karikatürden daha albenilidir, o karikatürün öyküsü...
*
Okuduğu öykülerden ziyadesiyle etkilenen ve böylesine olağanüstü öykülerin nasıl yazıldığını –daha çok da yazarını- merak edenler, sorarlarmış Aziz NESİN’e;
-Bu harika öyküleri nasıl yazıyorsunuz?
Değerli Usta, -sorunun ne erekle sorulduğunu kestirdiği için- şanına yaraşır bir biçimde şöyle yanıtlarmış okuyucusunu:Gerçekten de / bir sanat ürününden daha çok, o yapıtın ortaya çıkış hikâyesi daha ilgi çekici gelmektedir kişioğluna. Bir tür merak...lakin, çok da yabana atılmayacak olumlu bir meraktır bu. Motive edicidir. Sanata gönül verenlere cesaret ve ilham verebilir. Çünkü aslında, sanat ürünleri “yaldızlı”dır. Onu üreten ise; “erişilmez, olağanüstü güç ve yeteneğe sahip bireyler” gibi algılanabilir. Ne zaman ki, sanatçıya ve eserlerine dokunabilinirse; kendini daha cesaretli hissedecektir sanat heveslileri. Bu da iyi bir şeydir kuşkusuz... ve kuşkusuz, karikatürlerin öykülerini öğrenmek de –işte bu bağlamda- iyi bir şeydir.
Denebilir ki / BİR karikatürden daha albenilidir, o karikatürün öyküsü...
*
Okuduğu öykülerden ziyadesiyle etkilenen ve böylesine olağanüstü öykülerin nasıl yazıldığını –daha çok da yazarını- merak edenler, sorarlarmış Aziz NESİN’e;
-Bu harika öyküleri nasıl yazıyorsunuz?
-Çalışma masamın altına bir leğen soğuk su koyar, ayaklarımı da suya daldırır öyle yazarım.
*
Sözümüze burada bir nokta koyup; değerli Karikatürist Raşit Yakalı ustamızın “İŞ KAZASI (!)” adlı bir karikatür öyküsüne kulak kabartalım.
........................ sevdakâr çelik
16.08.2010
... İŞ KAZASI(!) .*Raşit YAKALI.
Dün akşama doğru karikatürümü çizdim, kuruması için balkondaki çalıştığım masanın üzerine bıraktım. Yürüyüş saatim de geldiği için hazırlanıp yürüyüşe çıktım. Bir saat sonra döndüğümde banyomu alıp, kurşun kalemleri silmek ve bilgisayarda boyamak için masama oturdum.
Karikatürüm mahvolmuş.
“ Eyvah, buna ne oldu?, kim yaptı bunu ?"
” Ben yaptım.” dedi eşim ve devam etti: “ Bahçeyi suladım, biraz da balkonu yıkayayım dedim, hortum takıldı, hızla çekince ters döndü ve su masanın üzerine geldi. Valla isteyerek olmadı.”
“Canın sağ olsun, yeniden çizerim ben. Demek ki karikatür bile serinlemek istedi. İşte buna iş kazası denir, herkesin başına gelebilir.”
Oturup yeniden çizdim, zor da olsa...
Bazı arkadaşlarımın, “Raşit abi, demek ki senin ilk çizdiklerini ıslatmak gerek.” dediklerini duyar gibiyim...
kaynak_ rasityakalikarikaturokulu (11.o8.2o1o) ...devam..>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder