12 Nisan 2009 Pazar

fikir_A_lar

CİMRİ PAZARLIĞI
Cimrilik mevzuunda kimse eline su dökemezdi. Bu nedenle, evine yeni alacağı hizmetçiyle de sıkı pazarlığa girişmişti. Israrla soruyordu kadıncağıza: -Ne kadar ücret istiyorsun?
-Valla’a ne diyeyim beyfendi; karın tokluğuna çalışmaya mecburum..
Cimri adam oralı bile değildi; -Benim için biraz indirim yapamaz mısın?
Boynunu büktü çaresiz kadın;-Uygun görürseniz haftada İKİ gün oruç tutayım beyfendi.!.
PhotobucketZENNUBE
Rüstem Ağa, eşi Zennube Hanımla kasabadan köye dönmektedir.
Harami kılıklı, eli silahlı üç dört kişi tarafından önleri kesilir.
Ekibin en belalı gözükeni, bir adım öne geçip;
-Şimdi adınızı söyleyin bakalım... Eğer akrabalarımdan birisiyle adaş değilseniz ölümlerden ölüm beğeneceksiniz. Anlaştık mı?. diye gürler. Sonra da geçip Rüstem Ağanın karşısına;
-Söyle bakalım Ağa.!. Adın ne senin?
-Rüstem.!.
-Geç bakalım şöyle.!. Öleceksin.!. demiş ızbandut kılıklı harami.
Sıra Rüstem Ağanın eşine gelir. Ekibin acımasız lideri sorar:
-Peki senin adın ne hatun.?.
Korkudan dili tutulan kadıncağız, son bir gayretle ismini söyler;
-Zennube.!.
Bunu duyan harami başı;
-Bizim akrabalar arasında senin bir adaşın var. Demek oluyor ki sen öldürülmekten kurtuldun.!. dedikten sonra / yeniden Rüstem Ağaya dönüp;
-Neydi senin adın, unuttum şimdi.!? diye sorar.
-Ne yalan söyleyeyim beyim, benim adım Rüstem... Lakin kendimi bildim bileli, konu komşu bana Zennube der.

Hiç yorum yok: