15 Ağustos 2007 Çarşamba

* uzaktaki yakınım...VAHİT AKÇA... *

“aynı anadan süt emmiş”çesine...

Her zaman sevgi ve hasretle andığımız ve fakat uzaklarda yaşayan dostlarımız / yakınlarımız vardır.
Hiç beklenmedik bir zamanda onlardan ulaşan bir mektupla tarifsiz sevinçler yaşarız.
-Bizzat tanışmamış olsak da- sevgili Vahit AKÇA’nın e-posta adresime düşen iletisi (14.o8.2oo7), -uzaktaki bir yakınımdan gelmişçesine- mutlandırdı beni.
Sağ olsun!..
Orhan Veli bir şiirinde, “Tarifsiz kederler içindeyim.” der ya;
gayrı bize de, “Tarifsiz sevinçler içindeyim.” demek düşer sevgili dostlar.
* * *
Bu sözlerimin kendimce gerekçeleri vardır;
İhtimal- siz değerli MİZAH VE ŞİİR izleyicilerine ve
sevgili AKÇA’ya yadırgatıcı gel(ebil)se de....
İzninizle, açıklamaya çalışayım...
Sayın Çetin ALTAN ve sevgiyle andığımız Sayın Semih BALCIOĞLU’nun saptamaları işimi kolaylaştıracaktır.
Çetin ALTAN şöyle der: “Babamız, annemiz, öğretmenlerimiz (...) bizim için *ÖNEMLİ*dir, ama acaba *DEĞERLİ* mi dirler?
* * *
Kendisiyle yapılan bir röportajdaki soruya şu karşılığı veriyor BALCIOĞLU da:

“Kendilerini salt, çizdikleri karikatürlerle tanıdığım birçok yabancı çizerle, zaman içinde tanışma fırsatı yakaladım. Tanışırken hiç yadırgamadım ve yanılmadığımı gördüm. Çünkü onlar; tıpkı çizgileri gibi ya KÖŞELİ ya da YUMUŞAK HUYLU, DEĞERLİ İNSANLARDI...”
* * *
Evet, Sevgili Dostlar,
Vahit AKÇA’ya ilişkin daha fazla şey söyleyebilirim,
başınızı ağrıtmaktan çekinmesem.
Gerçi meramımı anladınız, kestiriyorum.
Yine de sözümü bağlamak durumundayım.
*Çizgilerinden onun kişiliğini okuduysanız ve o çizgileri “kazıyarak” altındaki insanı gördüyseniz; aynı düşüncede olduğumuz ortaya çıkacaktır.
Vahit AKÇA, gerçekten “DEĞERLİ” bir insandır;
dikkatten kaçmayacak ve ihmal edilmeyecek kadar...

Sevgili AKÇA’yı, “aynı anadan süt emmiş”çesine sevmemin
kısa açıklaması budur.
Görüp tanımadığımız halde, Nâzım’ı, Abidin Dino’yu, Cemal Nadir Güler’i, Mim Uykusuz’u, Che’yi, Altan Erbulak’ı, Suphi Kaner’i, Anne Frank’ı, Brecht’i, Ahmet Arif’i, Aragon’u, Pablo Neruda’yı (...) sevmek gibi bir şeydir birilerini gıyaben sevmek... Ve tıpkı sizlerin de birilerini böylesine sevdiğiniz gibi...
* * *
ARA NOT:
Gecenin hayli ilerlemiş bir saatindeyiz.
Vakit geç olmasaydı; kendisinden izin alarak, Sevgili AKÇA’nın iletisini sizinle de paylaşmak isterdim. Çünkü yazdığı satırlarda, değerli arkadaşımızın bir başka güzel yanını daha görme şansınız olacaktı.
* * *
VOLTAIR, bir dostuna yazdığı mektubunu şu sözlerle bağlar:
“Vaktim yoktu, onun için KISA yazamadım.”
* * *
Yazdıklarımızı KISA tutamadıysak
ve yazdıklarımızdan ötürü MİZAH VE ŞİİR Dostları’na
can sıkıntısı yaşattıysak,
"vaktimizin olmadığına" sayın lütfen!..
Durum buysa,
özür dileme”mizin ne sakıncası olabilir ki?

Sevdakâr ÇELİK
14/15Ağustos2oo7

Hiç yorum yok: