23 Şubat 2008 Cumartesi

oğuz aral_karaMizah'tan karikatür örnekleri...
Sevgili Dostlar,
Geçen hafta (16-22 Şubat 2oo8) Oğuz ARAL ustamızın, ağırlıklı olarak "KARAmizah"tan söz ettiği bir yazısına yer vermiştik. (GIRGIR: sayı 546, 20 Şubat 1983)
Ancak bu yazının süreği de mevcuttu elimizde. Kaçınılmaz olarak, "görsel destekli" bu metni de MİZAH VE ŞİİR Dostları'yla paylaşmak durumundaydık.
ARAL ustanın "KARA-MİZAH'tan karikatür örnekleri" başlıklı yazısı 27 Şubat 1983 tarih ve 547 sayılı GIRGIR'da yer almıştır.
......Birlikte okuyalım.
........................... Sevdakâr ÇELİK
*-*- - - - - - - - - - - - - - - - oOo
KARA-MİZAH'tan
karikatür örnekleri
Geçen hafta karikatürdeki kara-mizah üstüne düşüncelerimizi yazmıştık. Kara-mizahın halkından koparılmış batılı karikatürcünün umutsuz feryadı olduğunu söylemiştik. Karikatürcünün, giderek gelecekten ve halkından da umudunu kestiğini kara bir yergiyle çizdiğini, çıkmazları ve olanaksızlığı işlediğini vurgulamıştık. Dediklerimiz kuru sözde kalmasın diye, Fransız karikatürcülerinden birkaç örnek yayınlıyoruz. Bu karikatürlerdeki yergi, toplumsal ya da otoriteye kafa tutma gibi görünebilir. Oysa, kendi içine kapalı, sadece umutsuzluk mesajı veren çoğunlukla kaderci olan bu esprilerde sadece aydının hıçkırıkları vardır. Bu mizahta, toplumcu bir mizah yapısı vehmetmek, sadece saf kalmış biz doğulu karikatürcülerin özelliği olmuştur.
*Aman felsefe yapalım derken az kala Cemal Nadir'lerin mirası okurlarımızdan da oluyorduk.
- -- - - -- - - - - - - -OĞUZ ARAL
Kara mizahçı çizerlerin önde geleni Topor'dur. Yukarıdaki karikatürde hiç bir yere gidemeyen ve kalktığı çukura mahkûm insanı anlatmaktadır. İkinci karikatür ise, sağ kolu olmayan kişinin ah sağ kolum olsaydı diye düş kurmasını anlatıyor. "İki kolum birden olsaydı" düşüncesini aklına getiremeyen insanı hicvediyor. (Karikatürü tarif ne tatsız iş...) İşte sıkça tekrarlanan özgürlük karikatürlerinden biri... Kuşlara özgürlük tanıyan insanın kendi kafes içinde.. Burada bizi yanıltan, akıl almaz fikir ve beden özgürlüğü içinde yaşayan batılı aydının kendini hapiste hissetmesinin nedenlerini bilmeyişimizdir. Bilmediğimiz için de çizerken Paris'in kafesini bizim mapushanelerle karıştırıveriyoruz Zim’e göre işe çalışan orta sınıf artık koyunlaşmış... Evden ağıla, ağıldan eve gidip geliyor... Cardon, çizdiği bu sandalyeleşmiş insanın kalkamaz, gidemez ve bir yere varamazlığını vurguluyor. Ünlü Barbe için dağlar taşlar şato gibi taşlarla örülü... Hapishane gibi penceresiz... Hatta ay bile... Şu anda da Fransa'da ünlü olan Gébé kendi toplumunun hayata yabancılaşmasını eleştiriyor. İşine gidip gelen orta sınıf kişisi her gün önünden geçtiği kapı komşunun mahpusluğunu fark etmiyor bile... Kafes içindeki kişi aslında Fransız aydınıdır. Mahpusluğu simgeseldir.
Bytelier'in yaptığı yüzlerce intihar karikatüründen biri... Batılılar için zaman simgesi olan kum saati boşalınca ölüm kaçınılmaz olacak. Çaresizlik ve umutsuzluk duygusu araç gereçlere kadar uzanıyor. İşte asla kesemeyecek bir makas ve olta iğnesi uçlu, ağzınızı paralayacak bir çatal... Philippe'den.
...........GIRGIR: sayı 547, 27 Şubat 1983 Pazar (arşiv: http://mizahvesiir.blogspot.com/ )

Hiç yorum yok: