27 Aralık 2009 Pazar

gıymatlı emmioğlu,
senden haber alamayınca öyle bi merak ettim ki sorma...
uykularım kaçtı.
köyün işlerini bilirsin.
her gün yorgunluktan uyuyakalan ben
sabahlara kadar
köydeki koyunları saymakla kalmayıp isimler de koydum onlara...
kınalı, karakız, ana kuzusu, narincik, cimcime, ceylangöz, alaca,
bağrı yanık, zıp zıp...
en güzel ismi de sen giderken bana emanet ettiğin ve
"gözün gibi bakasın emmi kızı" dediğin
minik kuzuma koydum biliyon mu!
yetim...
yetim koydum adını.
essahtan da yetim gibi duruyo benim gibi...boynu bükük sanki...
bazen öyle yanık yanık meliyo ki sorma gitsin...
ciğerim sızlıyo...
gözlerime bi bakışı var dersin ki bi şeyler soruyo...
heç dayanamıyom emmi oğlu heç...
neyse, sen anlarsın...
derken
koyunları saydım bitirdim.
isimler de koydum. bi güzel hayallere de daldım. ı-ıh.. uykum gelmiyo...
kalktım.
sandığımı açtım.
şehirden aldığın al yazmayı çıkardım. arasına sakladığım resmini de...
baktım...baktım... bi güzel baktım. kokladım sonra, koydum yerine...
dedim ki,
emmi oğlu ya gel ya da mektup yaz.
dedim, uyudum.
aha işte... sonrasında mektubun geldi. gözel allahım beni heç mi heç bunaltmıyo.
aha işte yine gönlüm coştu.
sana bi mani diyiverem...

koyun saydım geceden
mektup geldi gurbetten
boynum bükülü kaldı
yetim gibi durmaktan

cevabını tez yazasın sevgili emmi oğlu.
kal sağlıcakla...
ileti_08 Aralık 2009_18:00

Hiç yorum yok: