22 Mart 2010 Pazartesi

Karikatürist Raşit YAKALI ustamızın yeni kitabı:
Semih BALCIOĞLU ile USTA ÇIRAK İLİŞKİLERİ (
1961-2007)
Sevdakâr ÇELİK_ Sevgili Dostlar,
Gecenin bir saatinde (15.o3.2o1o) / elde kâğıt kalem, rastgele şeyler çiziktirmekle meşgulüm. Siz buna bir tür “dinlenmek” de diyebilirsiniz.. Bu, hep olan ve de olağan şeyler. Ancak benim asıl meramım başka. Meramım, başladığım sözü bir ilginç mevzuya bağlamak.
Hani, “Söz sözü açar.” denir ya! Çizgi de öyle… Çizgi de çizgiyi açar. Başlamaya görün, işin sonunun nerede biteceği pek belli olmaz.
Benim için de öyleydi durum. Bugünkü çizgi serüvenini yaşarken, “çizgi çizgiyi açtı” ve derken, kendimi, Raşit Yakalı ustanın portre çalışmasını yaparken buldum.
**Şu ana dek açıkladığım şeylerin de sıradan şeyler olduğu rahatlıkla söylenebilir. Lakin bir de işin bundan sonrası var:
Geceyi tamamlamadan önce, posta kutuma bakmak iyi olacaktı. Öyle de yaptım.
Fakat o da ne?
Az önce portresini yapmaya koyulduğum sevgili Raşit Yakalı ağabeyden bir ileti ulaşmış posta kutuma. (Bu hoş ve şaşırtıcı sürprizi, Jung’un “Senkronize Teorisi”yle açıklamaya kalkışanlara bir sözümüz olmaz
* Photobucket
iletisinde; “Sevdakâr hocam selamlar.
Son kitabımı sana yollamak istiyorum, posta adresini yenileyebilir miyim? (…)eski adresin sürüyor mu?
Raşit abin”
diyordu dünya tatlısı ustamız.
… ...... Böylesine insan-ı kâmil, çelebi ve kalender meşrep bir değerli ağabeyimizin böylesi bir jestine verilebilecek en doğru karşılık ne olabilirdi ki.?. Bankadan alınan kredi borcunu ödemeye benzemezdi çünkü, sevgiyle mayalanmış bir davranışa layıkıyla karşılık vermek.

Sevginin / iyiliğin tam karşılığını ödemek olanaksızdır. Bir garip çaresizliğe düşmek ve mahcubiyet yaşamak bundan olsa gerektir.
Uzun gelgitlerden sonra, şunları yazıyorum yanıt olarak:
"Çok Değerli Raşit Ağabey,
Merhaba.!.

Dostlarımın ve sevdiklerimin nezaket ve duyarlılıkları karşısında
kendimi -nedense- hep mahcup hissederim.
Sizin bu inceliğiniz karşısında da aynı şeyleri hissettim.
Çok, ama çok teşekkür ederim.

* Kitabınızı edinmekten onur duyarım. /... ve kendimi size karşı
borçlu da sayarım... ödenmesi zor bir borç.
Sağolun değerli ağabey...
*
1972 baskı tarihli "çizgiyle" / 2008 baskı tarihli "Olimpiyat ve
Olimpiyat Sporları" adlı albümleriniz gibi,
bu yeni yapıtınız da kitaplığımda seçkin yerini alacaktır...
*
Derin sevgi ve saygılarımla / size ve değerli ailenize
selamlar ediyorum.

Her zaman kardeşiniz Sevdakâr
15 Mart 2010"

*


…...... ve Raşit YAKALI ustamızın –heyecanla beklediğim- son kitabı, imzalanmış olarak ulaşıyor elime:
“Semih BALCIOĞLU ile USTA ÇIRAK İLİŞKİLERİ (1961-2007)”
*
Sevgili Ağabeyimizin, çok büyük emek vererek ortaya çıkardığı ve Cumhuriyet Dönemi Karikatürümüzün seçkin bir BELGESİ sayılabilecek bu yapıtı, zengin bir içeriğe sahip… Öylesine ki, kitabı okumaya başladığımda; “BİR KİTAP, BİN İNSAN” tanımlamasında bulundum. Öylesine dolu dolu bir eser.
Adı üstünde Semih BALCIOĞLU ile USTA ÇIRAK İLİŞKİLERİ… Kaçınılmaz olarak, yapıtın odağında, BALCIOĞLU usta var. Lakin Avrupa boks şampiyonu Cemal Kamacı, gazeteci Savaş Ay, tiyatrocu Behzat Uygur’a da rastlayacaksınız sayfaları çevirirken. Askerlik arkadaşı Kemal Sunal’la duvar gazetesi yaptıklarını öğreneceksiniz. Karikatürcü arkadaşları, dostları, çok sevdiği öğrencileri de kitapta vücut bulmuş. Usta*çırak birlikteliğinden yola çıkılarak yaşanan / acısıyla tatlısıyla onca anı , onca fotoğraf ve çizim
Satır araları iyi okunursa; gani gönüllülüğün, temiz yürekliliğin ve vefalı olmanın ne denli büyük bir erdem olduğu da dikkatten kaçmayacaktır.
Ustası için şöyle diyor Sayın YAKALI:
“Hocamın öğrencisi çok fazlaydı. Ben bunlardan biriyimdir sadece. Ercan Akyol, bir Mahmut Karatoprak, bir Kadir Doğruer, bir Ahmet Erkanlı ve daha niceleri. O bildiğini öğretir, kimseyi kıskanmazdı. Öğrencilerinin ve arkadaşlarının başarılarından daima gurur duyar, açar telefonu tebrik ederdi.”
*
Kitaptan yığınla notlar almışım, siz değerli dostlarla paylaşmak için… / Şimdi geriye dönüp baktığımda, bunun fazlasıyla zaman alacağını gördüm. Kısa bir yazının boyutunu aşan şeyler bunlar… Öyle ki, salt kitabı okumakla kalmıyor; karikatürle*mizahla ilgiliyseniz, kendi yaşam dehlizlerinize uzanan anahtarlar da ediniyorsunuz.. Belleğimizde küllenen anılar, kitap raflarında tozlanan belgeler çıkıyor ortaya. Anlatmak da anlatmamak denli düşündürüyor insanı.
Âlicenaplık gösterip, değerli kitabında portre çalışmama ve yetmezmiş gibi, 26.o3.1987 tarihli bir mektubuma –onca yıl saklayıp da- yer vermesi, Raşit Ağabeye duyduğum sevgiyi katmerlendiriyor. Ancak kalp kalbe karşıdır, derler. İzninizle –teşekkür mahiyetinde- birkaç cümle yazayım:
Photobucket
*Yıl 1970… Gününde okunan gazetenin hayal bile edilemediği bir Doğu vilayetindesiniz. Yöre halkınca, mizaha dair bilinen; hemen hemen tek şey; Nasrettin Hoca fıkralarıdır. İşte böylesi bir çevrede nasıl olmuşsa, Milliyet’in o6 Aralık 1970 tarihli Hafta Sonu İlâvesi geçmiş elime. (Saklamışım. Şimdi arşivimdedir. “Semih BALCIOĞLU ile USTA ÇIRAK İLİŞKİLERİ” kitabı sayesinde yeniden bakma şansım oldu.)
Bedri Koraman ustamız, o6 Aralık 1970 tarihli bu gazete ilavesinde; “Türk Karikatürünün 100. yılı” bağlamında bir yazı almış kaleme. Yazıda –artık birçoğu aramızda olmayan- karikatürcülerimiz fulü fotoğrafları ve öncü karikatürcülerimizden CEM’in bir çalışması vinyet olarak kullanılmış.
O gün(1970), hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığım halde, içim nasıl ısınmışsa, Raşit Yakalı ağabeyin gazetedeki fotoğrafını kesmiş, karikatür eskiz defterime yapıştırmışım. “Samanlı” dedikleri 3. hamur kâğıtlardan oluşan bu defterime –zorla değil ya- içimden geldiği için, Raşit Ağabeyin portresini çizmek adına eskizler yapmışım. 1977’ye gelindiğinde, DÜNYA Gazetesinden kestiğim bir karikatürünü de yapıştırmışım, sayfanın boş bulduğum bir yerine.
/ Bir insanın yüreğindeki sevgiyi fotoğrafından okumak ve onu içtenlikle sevmek, inanın, çok da şaşırtıcı değildir.
Photobucket
Kimin söylediğini şimdi çıkaramadığım bir söz vardır. Denmiş ki:
“Dünyadaki bütün akademileri alaylılar kurmuştur.”
Sevgili Raşit Yakalı ustamız –sonsuz insan sevgisiyle- insana ve dahası karikatüre emek ve değer vererek, uzun maratonunu sürdürüyor. Kitaplarla, CD’lerle, kurslarla yetinmeyip; karikatürü okul ortamına taşıyor. Böyle bir yürek; gün gelir, Karikatür Akademisini de bu ülkenin gençliğine kazandırır.
*
İyi sanatçı, buna bağlı olarak iyi karikatürist olmak için, iyi insan olmak gerekir dostlar…

Raşit Abi benim için, ziyadesiyle iyi bir karikatüristtir. Çünkü o, oldukça iyi bir İNSANDIR.
*Beynine, yüreğine, ellerine sağlık…

…………………. Sevdakâr ÇELİK
/21.03.2010

Hiç yorum yok: