18 Nisan 2010 Pazar

1997 ÖSYM KILAVUZU'nda OĞUZ ARAL çizgileri...
Üniversiteye girişte, sürekli değişen sınav sistemlerine koşut olarak isimler de değişiyor. ÖSYM, ÖSS derken; geçen hafta, YGS ile ter attı gençler...
"Ne mene bi şeydir şu YGS?" diye merak edenler için harflerin açılımını vermek boynumuzun borcudur. YGS=Yükseköğretime Geçiş Sınavı
*Günün birinde bağlama çalmaya özenmiş Nasrettin Hoca. Almış tezeneyi, vurmuş sazın döşüne, tıngır mıngır çalmaya başlamış. Lakin görenler, Hoca'nın saz çalma işine şaşırıp, demişler ki;
"-Aman Hoca'm, bu nasıl saz çalmaktır?!. Bu işin ustaları, bağlamanın sapı üzerinde ellerini hareket ettirip, parmaklarını oynatırlar. Sen hep aynı perdeden çalıyorsun, olacak şey mi bu!?."
"-Niçin şaşırıyorsunuz a düdüğüm.!." demiş Hoca. "Onlar aradıkları perdeyi bulamadıkları için parmaklarını oynatırlar. Ben aradığımı bulduktan sonra, ne diye parmağımı oynatacakmışım?!"
*
Dileriz bir gün "aranan perde" bulunur ve gençlerimiz ÖSS,YGS karabasanından / ya da hiç olmazsa sınav kulavuzu denen kitapçıklar, ilaç prospektüsü mantığıyla hazırlanmaktan kurtulur.
... çok da şikâyet etmeyelim... 1997 ÖSYM Kılavuzu hazırlanırken iyi bir şey yapıldı. Soğuk yüzlü kılavuzlara, OĞUZ ARAL çizgileriyle tebessüm katmayı akıl ettiler.
-Az şey mi?
-Değil...
*
Bu nedenledir ki; 1997 ÖSYM sınavına katılıp, bugün 30'lu yaşlarını yaşayanları ayrıcalıklı ve şanslı sayıyoruz. Çünkü onlar, Oğuz ARAL ustamızın verdiği moralle katıldılar sınava.
.......................... sevdakâr çelik

Hiç yorum yok: