MİZAH ve ŞİİR

nasrettin hoca aramızda**BENİM EŞEĞİ DE GÖRÜYON MU?

Nasrettin Hoca bir gün, atlayıp eşeğinin sırtına, kente iner...

“O sokak senin, bu pazaryeri benim” derken, eşeğini kaybeder...

Nafile... arar arar bir türlü bulamaz karakaçanını...

Sonunda pes edip yorgunluktan; bir otele gider, oda kiralar...

Odanın kapısını açınca, yatağın pek düzgün ve kırışıksız olduğunu görür;

bozmaya kıyamaz .

Eee, Hoca bu; tutar, karyolanın altına uzanır,,,

O sırada yeni evli bir çift gelir otele.

İlk gecelerini geçirmek için bir oda isterler...

İşe yeni başlayan acemi görevli, baştan savma bir tutumla;

"-Şöyle bir dolaşın, hangi oda boşsa oraya girin.!." der.

Fıkra bu ya.!. Tam da Nasrettin Hocan'ın kiraladığı odanın kapısını açarlar.

Bakarlar ki oda boş... Girerler...

Bilmezler ki Nasrettin Hoca yatağın altında yatıyor...

İlk gecenin heyecanını taşıyan yeni evli çift, hazırlanır ve yatağa uzanırlar.

Genç adam, güzel sözler söylemektedir eşine.

Bir ara;

"-Sevgilim gözlerinde bütün kenti görüyorum.!" der.

Bunu duyar da durur mu Nasrettin Hoca... Kafasını uzatıp karyolanın altından,

çaresizce sorar;

"- Deyiver gari koçum, benim eşeği de goruyon mu.?"

*

AKLIN VARSA GÖLE KOŞ

Nasrettin Hoca, kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip, evine götürmektedir.

"-Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı?" gibisinden, merak da etmektedir.

Hoca bu, şeytana uyup kavlı çakmağını tutuşturur ve alevi çalı çırpıya dokundurur.

Topladığı çalı çırpı arasında kuru dallar da olunca, hemen alev alır.

Neye uğradığını kestiremeyen eşekte bir huzursuzluktur başlar.

Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmaya başlar.

Gemi azıya alan eşeğin ardısıra boş durmayıp, olanca gücüyle bağırır Hoca:

"-Aklın varsa göle koş, göleee .!."