GÜNAYDIN ustura
GÜNAYDIN Gazetesi MİZAH EKİ
BOYUT: 13x19,5 cm 16 sayfa
-örnek sayının- KİMLİK BİLGİLERİ:
sayı: 47
1972 (Ayrıntılı tarih bilgileri verilmemiş)
*-
GÜNAYDIN ustura’dan seçtiklerimiz: DoğanNadi’nin
Pierre Daninos’tan bir çevirisi:
SİZE ŞÖYLE DERLERSE......
•Benim için ne derlerse desinler, bana vız gelir...
•Istediğinizi büyük memnunlukla yeri ne getirmek isterdim, ama biliyorsunuz, prensip meselesi...
• Kellemi keserim...
• Beyfendi, ilk olarak, müşterilerimizden biri böyle bir şikayette bulunuyor.
•Oysa onbeş gün önce size uzun bir mektup yazmıştım. Evet evet, hatta kendi elimle postaya verdim. Demek almadınız Ne tuhaf!..
• Belki birazcık uzun ama, yıkanınca çeker...
•Sizinle apaçık konuşacağım.
• Başkalarından daha zeki olduğumu sanmıyorum ama...
• Milletlerin hürriyetini ve medeniyetin ilerlemesini güven altına almak için...
•Eve bir daha bakayım, ama kitabınızı geri verdiğimi çok iyi biliyorum.
• Azizim, piyesinizin bir tek kusuru var: Çok ince... Halk, bu kadar ince bir piyesi anlayamaz.
•Peki, peki, ben bir şey söylememiş olayım.
• ................ için varımı yoğumu vermeye hazırım.
•Bu adam çekilirse mi? Aman azizim, hiç lamı cimi yok, bu Fransa’nın sonu demektir.
• Sakalımzı uzatmalısınız, size çok iyi gidecek...
•Yalnız sizin iyiliğiniz için söylüyorum bunları, yoksa bana göre hava hoş.
•Sana çok sert bir parça düşmüş olacak, benimki çok yumuşak...
• Ah, şunu benden bir ay... Ne diyordum... bir hafta önce isteseydiniz...
......SAKIN İNANMAYIN ....................... Orhan Seyfi Orhon yazıyor:
Necdet Rüştü Efe
Anladınız belki, rahmetli Necdet Rüştü Efe'yi kastediyorum.
En başta radyolarımız olmak üzere partili partisiz bütün gazeteler, bütün tanınmış zatlar, bütün siyasî şahsiyetler, bütün devlet adamları büyük bir değerbilirlikle rahmetli Doğan Nadi'nin ölümünden bahsederken, ondan pek az önce hayata gözlerini yuman, aşağı yukarı onun yaşında bir şairin adından hiç bahseden olmadı.
Onun da hayatı yazı yazmakla geçmişti. Hem de şiir yazmakla! Geçer akçedir, diye manzum hikâye ve mizah tarzını tutturmuştu.
. . . Bir tek değerbilir çıkıp da rahmet vesilesi olsun diye bir defacık adını anmadı.
Zavallı Necdet Rüştü Efe.
. . .Efeliği, korkusuzluğundan, güçlü kuvvetliliğinden gelmiyordu. Edebiyat gibi, edebiyattaki şiir gibi, manzum hikâye ve mizah gibi ancak sahibini çok büyük güçlükle günü gününe yaşatabilen bir tarzı tutturmuştu.
Herkes için şöyleymiş, böyleymiş, derler. Onun için de demişlerdi. Ne derlerse desinler, gelin siz de bununla yaşamak kahramanlığını gösterin bakayım? Necdet Rüştü Efe hayatını yıpratan bu uzun savaşın sonunda tam bir isabetle bir beyin kanamasından ölmüştür.
Cenazesinde pek yakın dostları ile aile yakınları vardı.
. . . Necdet Rüştü Efe unutulmuştur. Artık onu kimse tekrar hatırlatamaz. Çünkü kimsenin bunda bir menfaati yoktur. Kim yapacak, neye yapacak?
Son Havadis (14Eki m 1969)
TELİF HAKLARI / "Bu Blog İnternet sitesindeki eserlerin, 05.12.1951 tarih ve 5846 sayılı FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU uyarınca eserden kaynaklanan mali ve manevi hakları eser sahiplerine aittir, izinsiz kullanılamaz." />>devam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder