12 Kasım 2008 Çarşamba

ferda balkaya çetin_

GELECEĞİNİ BİLİYORDUM

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ilerde kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar.
Tam cepheden doğru bir hamle yaptığı sırada başka bir arkadaşı onu omzundan tutarak tekrar içeri çekti, “Delirdin mi? Gitmeye değer mi? Baksana delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Artık onun için yapacak hiçbir şey yok. Boşuna kendi hayatını da tehlikeye atma sakın!”
Fakat asker onu dinlemedi ve kendisini cepheden dışarı attı.
İnanılması güç bir mucize gerçekleşti… Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa geri döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Fakat cesur asker, yaralı arkadaşını kurtaramamıştı. Siperde kalan arkadaşı dedi ki:
“ Sana değmez demiştim. Hayatını boşu boşuna tehlikeye attın.”
“ Değdi,”
dedi, gözleri dolarak asker, “Değdi…”
“ Nasıl değdi? Bu adam ölmüş görmüyor musun?”
“ Yine de değdi. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için.”
Ve hıçkırarak arkadaşının son sözlerini tekrarladı:
“Geleceğini biliyordum… Geleceğini biliyordum…”


Merhabalar sayın Sevdakâr Çelik,
Mizah ve Şiir Dostları’na hitaben yazdığınız “Sevgili Dostlar”,
bu öyküyü anımsattı bana. İlk okuduğumda da çok duygulanmıştım, yine duygulandım.
Her şey öylesine açık ve net ki…
Ve sizin yazınız!
“Yanında olmamız gereken bir insan
ya da
Yardımında olmamız gereken bir insan varsa talep etmesine fırsat vermeden; yüklenirsiniz valizinizi, koşarsınız yanına.”

Bir “Vefa örneği” sergileniyor öykü ve yazınızda..
Fedakârlık,
Ilık ılık akıyor yüreğimize, sevginin gücü ile / birlikte…
Gerektiğinde “dostlarımızın yanında olmak”…Hatta çağrılmadan…
Dostlarınız adına, yanlarında olduğunuzdan dolayı biz de gurur duyduk sizinle.
Selam ve sevgilerimi iletiyorum, yürekten…

............... ferda balkaya çetin
08.11. 2oo8

Hiç yorum yok: