I ş ı k !
12 Mart muhtırasından hemen sonra müthiş bir aydın kıyımı başlamıştı. Gün geçmiyordu ki birkaç arkadaşımızın, birkaç dostumuzun işyerlerinden ya da evlerinden palas pandıras alınarak götürüldüklerini duymayalım. Bunun dışında evlerine yapılan baskınlar sonucu kitaplıkları boşaltılarak sözde "zararlı yayın"lara el konup yakıldığı haberleri yayılıyordu...
Aydınlar götürülüyor, ama nereye?
Birkaç gün sonra resmi olmayan değişik ağızlardan nerede oldukları haberi duyuluyordu. Kimi Selimiye'de, kimi Davutpaşa'da kimi de Birinci Şube'de gözaltındaydı.
Maltepe Askeri Cezaevi'nde yatan arkadaşlarımı ziyarete gittikten sonra, akşam eve geldim. Onların hüzün dolu sahte neşesi benim gibi tüm ziyaretçileri çok ama çok üzmüştü. Ne zaman cezaevinden çıkacaklardı? Nasıl çıkacaklardı? Kim çıkaracaktı?
İyi ki cezaevine gitmişim, hem arkadaşlarımı gördüm hem de masamın başına geçip birkaç saat içinde bu "ışık" karikatürünü çizdim.
Bu karikatür o dönemde çok beğeni topladı. Bordighera'da Altın Palmiye, Gabrovo'da üçüncülük ödülleri aldı. Birçok Avrupalı çizerin özel arşivine girdiğini de sonradan duydum.
Karikatür dünyasının büyük dehası Roland Topor, "Baskı rejimlerinin simge karikatürü... Dünyada her ülkede aynı heyecanla bakılır. Ben Paris'te genellikle Türklerle birlikte olurum.
Çok Türk arkadaşım var. Bunların bir kısmı sanatçı, bir bölümü de öğrenci. 1973 yılında Türk öğrenciler bu karikatürü yılbaşı kartı olarak bastırıp her tarafa yolladılar. Bir tane de bana verdiler. Ben de ilk kez o arada gördüm..." dedi.
.................................... -o*o-
12 Mart muhtırasından hemen sonra müthiş bir aydın kıyımı başlamıştı. Gün geçmiyordu ki birkaç arkadaşımızın, birkaç dostumuzun işyerlerinden ya da evlerinden palas pandıras alınarak götürüldüklerini duymayalım. Bunun dışında evlerine yapılan baskınlar sonucu kitaplıkları boşaltılarak sözde "zararlı yayın"lara el konup yakıldığı haberleri yayılıyordu...
Aydınlar götürülüyor, ama nereye?
Birkaç gün sonra resmi olmayan değişik ağızlardan nerede oldukları haberi duyuluyordu. Kimi Selimiye'de, kimi Davutpaşa'da kimi de Birinci Şube'de gözaltındaydı.
Maltepe Askeri Cezaevi'nde yatan arkadaşlarımı ziyarete gittikten sonra, akşam eve geldim. Onların hüzün dolu sahte neşesi benim gibi tüm ziyaretçileri çok ama çok üzmüştü. Ne zaman cezaevinden çıkacaklardı? Nasıl çıkacaklardı? Kim çıkaracaktı?
İyi ki cezaevine gitmişim, hem arkadaşlarımı gördüm hem de masamın başına geçip birkaç saat içinde bu "ışık" karikatürünü çizdim.
Bu karikatür o dönemde çok beğeni topladı. Bordighera'da Altın Palmiye, Gabrovo'da üçüncülük ödülleri aldı. Birçok Avrupalı çizerin özel arşivine girdiğini de sonradan duydum.
Karikatür dünyasının büyük dehası Roland Topor, "Baskı rejimlerinin simge karikatürü... Dünyada her ülkede aynı heyecanla bakılır. Ben Paris'te genellikle Türklerle birlikte olurum.
Çok Türk arkadaşım var. Bunların bir kısmı sanatçı, bir bölümü de öğrenci. 1973 yılında Türk öğrenciler bu karikatürü yılbaşı kartı olarak bastırıp her tarafa yolladılar. Bir tane de bana verdiler. Ben de ilk kez o arada gördüm..." dedi.
.................................... -o*o-
kaynak:
Semih BALCIOĞLU,
"Önce Çizdim Sonra Yazdım" ,
YKY-İstanbul, 3.Baskı, Kasım 2oo1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder