5 Kasım 2010 Cuma

sevdakâr çelik:
 “DÜN BANA BİR ÖZDEMİR ASAF GELECEK”


Dün gece uyuduğunda, kâbusa benzer bir rüya göreceğini bilemezdin.
“Rüyalar unutulur çoğunluk...” gibisinden bir genel kabul olsa da, / rüyana giren ve bunca yıldır unut(a)madığın o iki kır atı –son rüyan sayesinde- yeniden anımsayacağını bilemezdin.
Dün gece uyuyup, bu sabah uyandığında –eğer hava raporunu izlememişsen televizyondan- bugün havanın ne denli güzel ve güneşli olacağını bilemezdin.
... ve bir de sokağa çıkacağını, dün bu sokakta gördüklerini bugün bu sokakta göremeyeceğini; bir çocuğun annesiyle / parktaki tavşan ve güvercinlerin fotoğraflarını çektiğini ve o çocuğun sana; “Annemle birlikte fotoğrafımı çeker misiniz?” diyeceğini bilemezdin.
...dün gece -bir sevgili şair dostunun- Özdemir Asaf’a ilişkin unutulmaz yazısını yeniden okuduğunu bilsen de / ...ama o sevgili şair dostunun, senin cep telefonuna bir mesajının ulaşacağını bilemezdin.
... sevgili şair dostunun kargoyla bir hediye paketi gönderdiğini öğrensen de /... ama o hediye paketinden Malatya’nın bağına bahçesine -ve kaçınılmaz olarak kayısı bahçelerine- seyran eyleyeceğini ve gül kurusu tebessümler eşliğinde “Ben yarimi fındık ile fıstık ile beslerim.” babından türküler dinleyeceğini bilemezdin. Hadi bildin diyelim, fakat ve kesinlikle sen / yani sen dün gece – o sevgili şair dostunun- Özdemir Asaf’a ilişkin unutulmaz yazısını yeniden okuduğunu bilsen de... evet, ısrar ediyorum ki, sen... evet evet sen_ kesinlikle, o hediye paketiyle sana “Dün Yağmur Yağacak” adlı bir Özdemir Asaf kitabı gönderileceğini bilemezdin.
...dün gece uyuduğunda, bugün neler yaşayacağını kestiremeyeceğin gibi / “almadığın bilete çıkan o büyük ikramiyenin aslında sana çıktığını” ve “almadığın bilete çıkan büyük ikramiyenin” bir Özdemir Asaf kitabına dönüşerek eline ulaşacağını ve ziyadesiyle sevineceğini bilemezdin... ve... ve... ve.!.
...ve kitabı karıştırınca karşına çıkan ilk öykünün _nasıl desem?_FALCI” adını taşıyacağını hiç mi hiç bilemezdin.
.....rüyana giren ve bunca yıldır unutmadığın o iki kır atı   –son rüyan sayesinde- yeniden anımsayacağını bilemediğin gibi / -“Dün Yağmur Yağacak” kitabı sayesinde- bir dostuna espri ve teselli babından yazdığın şu eski e-maili anımsayacağını da bilemezdin.
...sahi şöyle mi yazmıştın.?. evet evet, şöyle yazmıştın:
**Okudum _zahmetler ederek_ yazdıklarını...
El falına bakılmış olsa_hani :) / falcı derdi ki;
"Karakaşlım, bal gözlüm.!. Bu aralar biraz için sıkılmış. Yüreğini ferah tut.!. Üç vakte kadar, güzel yüzün gülecek." :)
*Yazdıklarından anladığımca, _galiba_birazcık hüzünlenmişsin. ...Falcının :) dediği gibi diyeyim ben de;
"Yüreğini ferah tut! " **
*
....... Dün gece ve dünden önceki ve daha daha önceki gece(lerde) uyumadan önce / Özdemir Asaf’ı severek, şaşırarak, ezberlerini bozarak okuduğunu bilsen de... bugün... evet evet bugün bilemezdin ki “DÜN BANA BİR ÖZDEMİR ASAF GELECEK”
................... sevdakâr çelik
o4.11.2o1o

Hiç yorum yok: